Bildiğiniz gibi Taylor Swift geçtiğimiz günlerde 12. Albümü The Life of a Show Girl’ü duyurdu. Ancak bu duyuru sıradan bir albüm lansmanından çok daha fazlasıydı: İnternet üzerinde esen kuvvetli ve planlı bir rüzgardı.
1. Renkler, Semboller ve Bekleyiş Sanatı
- Albümün ayak sesleri önce Taylor’ın ekibi tarafından yönetilen resmi hesapta 12 adet fotoğraf yayınlandı ve bunların tamamında Taylor Swift turuncu tonlarında kıyafetler giymişti.
- Ardından Taylor’ın katıldığı bir podcast’ten kısa bir video yayınlandı. Böylece albümün varlığı kesinleşti.
- Henüz kapak ve şarkı listesi açıklanmadan renk paleti duyuruldu: turuncu ve mint yeşili. Bunun ardından bir anda tüm internet turuncuya boyandı Google aramalarında “Taylor Swift” yazınca turuncu konfeti efektiyle karşılaşmak bile mümkündü.
2. Markaların ve İnternet Kültürünün Katılımı
- Büyük markalar (McDonald’s, M&M’s, Pantone vb.) resmi hesaplarında turuncu temayı kendilerine uyarlayarak paylaşımlar yaptı.
- Dizilerin resmi hesapları (Friends, How I Met Your Mother vb.) da akıma katıldı.
- Türkiye’den bazı markalar da fırsatı kaçırmayarak benzer paylaşımlar yaptı. (Tavuk Dünyası, Dimes)
- Taylor’ın web sitesinde podcast’in yayın saati için geri sayım sayacı başlatıldı, ardından deluxe albümleri temsil eden farklı renklerde kilitli görseller paylaşıldı.
3. Hayran Teorileri ve Etkileşim
- Taylor, hayranlarına ipuçları bırakmasıyla ünlü olduğu için fanlar bu görseller ve renkler üzerinden teoriler üretmeye başladı.
- Bazı teoriler komplo seviyesinde olsa da Swift’in hayran kitlesi, onun her hareketinde anlam aramayı bir alışkanlık haline getirmiş durumda.
Sonrası...
Nihayet podcast yayınlandığında milyonlarca kişiye ulaştı. Albüm hala sosyal medyada birçok kişi tarafından konuşulmaya devam ediyor. Henüz yayınlanmasına yaklaşık 1 buçuk ay var ve bu sürede olduğu kadar yayınlanmasının ardından da konuşulacağı kesin.
Taylor Swift’in geçmişte de buna benzeri birçok çarpıcı girişimi olmuştu. Reputation döneminde sosyal medya hesaplarını tamamen sıfırlayarak sonrasında büyük bir geri dönüş yapması, pandemi sırasında Folklore ve Evermore albümlerini sürpriz bir şekilde yayınlaması, eski albümlerini yeniden kaydederek telif haklarını alması ve son olarak Eras Tour ile gösterdiği 3 buçuk saatlik dev prodüksüyonlu sahne şovları ile popüler kültürdeki etkisini günden güne artırdı.
Aynı zamanda oldukça güçlü ve kalabalık bir kitleye sahip. Bunu elbette yıllar içinde emek vererek hayran kitlesiyle oluşturduğu bağa borçlu. Kariyeri boyunca yaşadığı pek çok kriz anında aldığı aksiyonlar, duruşu ve krizi çevirdiği fırsatlar da örnek niteliğinde. Bir oyun kurucu gibi attığı ve atacağı her adımı tasarlaması, hayranlarına ipuçları bırakması, yaptığı işleri en ince ayrıntısına kadar planlayıp adım adım ilerletmesi onu diğer sanatçılardan farklı kılıyor. Ulaştığı milyon dolarlık servete rağmen hala üretmeye ve çalışmaya hız kesmeden devam etmesi hırsının ve tutkusunun sonsuz bir rezervi olduğuna işaret.
Müziğini sevenler kadar sevmeyenler de olacaktır ancak Taylor Swift’in sadece müziğiyle değil pazarlama ve markalaşma dehası olarak da ön plana çıktığı aşikar. Eminim ki uzun yıllar sonra da popüler kültür, ekonomi ve pazarlamaya olan etkisi konuşulmaya devam edecek. Bizlerse bunun canlı tanıklarıyız.
Yorum Bırakın