“İhtiyar adam uyudu. Rüyasında aslanlar gördü.”

Birlikte bir deniz yolculuğuna çıkma zamanımız gelmişti de geçiyordu bile. Bize bu uğurda en çok yoldaş olacağını düşündüğümüz isim ise Ernest Hemingway. O zaman hiç uzatmayalım, yolculuğumuz başlasın. Yaşlı Adam ve Deniz kitabı, yazarın kendini bulduğu ustalık eserlerinden biri. Hatta duyumlarımıza göre bu kitap, sevilen oyuncu Leonardo DiCaprio'nun da en favori kitaplarından biriymiş. Evet, Yaşlı Adam ve Deniz hayranı olarak yalnız değiliz ve oldukça kalabalığız. Kitabın kısaca konusundan bahsedelim hemen. Şimdi buradan uzaklara, Güney Amerika'ya kadar gitme vakti. Kübalı bir balıkçının yaklaşık 85 gündür hiç balık tutamayışıyla başlıyor hikayemiz. Bunun bir balıkçı için ne demek olduğunu hepimiz biliyoruz herhalde. Kendi kendine hırpalandığı yetmediği gibi birde çevresindeki arkadaşlarının alaylarıyla uğraşmak zorunda kalır bizim yaşlı kahramanımız. Artık canına tak etmişti. Ya tutacaktı balıkları ya tutacaktı, kaçarı yoktu. Açık denizde açıldıkça açılıyor, bir balık yakalamadan geri dönmeyi aklından bile geçirmiyordu. Ve evet yakalıyor, hem de en büyüğünden bir kılıç balığını. Ama bir sorun vardı. Balıkçımız Gulf Stream akıntısına kapılmıştı. Peki bunca zorluğa rağmen balıkla olan mücadeleyi kim kazanacak dersiniz? Kendi hayatında ve karakterinde bastırdığı duyguları denizin ortasında ortaya çıkaran bir adamın öyküsü bu, bir cesaret bir direniş kitabı. Bizde tıpkı balıkçı gibi asla pes etmeden yoluna devam edenler için bir liste hazırladık. Bakalım siz bir balığın peşinden ne kadar sürükleneceksiniz. İşte sizin için seçtiğimiz Yaşlı Adam ve Deniz'den altı çizilecek alıntılar. Keyifli okumalar!   “Balık da dostum oldu” diye yüksek sesle mırıldandı. “Böyle balık ne gördüm, ne de duydum doğrusu. Ne olursa olsun onu öldürmek zorundayım. Yıldızları öldürmeye kalkmadığımıza iyi ediyoruz; ya bir de onu yapsaydık!” “Ya bir de her gün Ay’ı öldürmeye çalışsaydık.” diye düşündü. “O zaman ay kaçardı. Fakat ya her gün Güneş'i öldürmek gerekseydi? Şanslı adamlarız vesselam!” “Gözlerinden başka her şeyi eskiydi.” "Şu anda mevsim rüzgarları gökyüzünde bulutlar biriktiriyordu. Gözlerini yukarı kaldırdı, suların üstünde gökyüzüne bir yaban ördeği sürüsü oyulmuş gibiydi; derken bu güzel manzara buğulandı, sonra yeniden eski netliğine kavuştu. Denizde kimsenin yalnız başına kalmayacağını bir defa daha anlamıştı." "Bu kadar açılmamalıydım balık. Senin için de iyi olmadı, benim için de. Pişmanım balık.” “Balık nasıl balık olmak için yaratılıyorsa sen de balıkçı olmak için yaratılmışsın.” “Ne var ki güneşi, yıldızları, ayı öldürmeye kalkmadığımıza iyi ediyoruz. Denizlere çıkıp gerçek kardeşliklerimizi öldürmek yetiyor bize.” "Yaşlı adam onu her zaman bir kadın, her zaman veren bir şey, ya da büyük yararlar sağlayan bir kaynak olarak düşünür ve eğer azıp etrafına kötülük saçacak olursa, bunu da iradesi dışında , doğası gereği olarak kabul ederdi. Mehtap bir kadını etkilediği denli onu da değiştirir, bambaşka yapardı." "Biriyle konuşmanın, kendi kendine konuşmaktan, denizle konuşmaktan çok daha güzel olduğunu fark etti.”  

“Yenilmedim aslında, belki biraz fazla açıldım, o kadar…”

    Kaynak 1, 2