2014 tarihli Goodnight Mommy filmi; 9 yaşındaki ikizler Lukas ve Elias’ın hikâyesini anlatıyor. İkizler, estetik bir operasyon geçirdikten sonra yüzü bandajlı bir şekilde eve dönen annelerinin gerçek anneleri olup olmadığından şüphelenmeye başlar. Ancak kasabadan uzakta, ormanlık bir alanda olan evlerinde yardım edecek kimse yoktur. (Dikkat spoiler içerir!)
Goodnight Mommy, Veronika Franz ile Severin Fiala’nın ilk uzun metraj kurmaca filmleri. Yönetmen ikilinin 2012 tarihli "Kern" adlı bir belgeselleri bulunuyor. Veronika Franz, sinemaseverlerin rahatsız edici filmleriyle tanıdıkları Avusturyalı yönetmen Ulrich Seidl’ın eşi ve aynı zamanda Seidl’ın pek çok filminin senaryosunda katkısı bulunuyor. Az sayıda karakter arasında geçen bir hikaye anlatan filmin başlıca rollerinde Susanne Wuest, Lukas Schwarz, Elias Schwarz, Hans Escher ile Eleriede Schatz yer alıyorlar.
Film başta Venedik ve Toronto olmak üzere çeşitli festivallerden aldığı 17 ödül ve övgülerle adından çokça söz ettirdi.
Yukarıda kısaca özetlenen konusundan da anlaşılacağı üzere filmin büyük bölümü anne ve ikiz çocukları arasındaki gerilim ve çatışmadan besleniyor. Freud’un psikanaliz çalışmalarıyla ilk kez dile getirilen ebeveyn ve çocuk arasındaki sevgi-nefret ilişkisi, sanatın dolayısıyla sinemanın da çokça beslendiği bir kaynaktır. Yunan tragedyasının en önemli yazarlarından Sophokles’in "Oedipus" ve "Elektra" tragedyalarından; "We Need to Talk About Kevin" (2011) gibi yakın dönem filmlerine kadar pek çok sanat eserini etkilemiştir bu çetrefilli ilişki.
Film; seyircilerin de uzun bir süre boyunca, ikiz çocukların annesinin gerçek anneleri olup olmadığı konusunda şüphelenmelerini sağlayacak hamlelerde bulunuyor. Bu şüpheyi körükleyen temel etkenlerden birisi; annenin çocuklardan birini kelimenin her iki anlamıyla da görmezden gelmesi (senaryonun bu hamlesi, benzer birkaç film izlemiş olan seyircilerin finalde neler olacağını tahmin etmelerine sebep olabilir ama bu durum seyir deneyimini pek olumsuz etkilemiyor). Bir diğer etken ise annenin eve geldiği ilk andan itibaren çocuklara oldukça sert ve anlayışsız davranması. Bu durum annenin zor bir estetik operasyondan çıkmasına bağlanabilir ama küçük ve akıl sağlığı yerinde olmayan bir çocuğun annesinden şüphelenmesi için güçlü bir delile dönüşebiliyor bu durum.
Filmin hakkında yazılan eleştirilerde çokça birlikte anıldığı; Avusturyalı usta yönetmen Michael Haneke’nin 1997 tarihli ''Funny Games’’ filmiyle gerçekten pek çok ortak özelliği var. Ama Funny Games’den farklı olarak Goodnight Mommy’de şiddetin dış ortam yerine en güvende olunduğu varsayılan evin içinden gelmesi ve çocuklardan annelerine karşı uygulanması, filmi çok daha rahatsız edici ve psikolojik okumalara daha açık kılıyor.
Özetlemek gerekirse film, gerek görsel enstrümanları ustalıkla kullanmasıyla gerek senaryosuyla, filmin son anlarına kadar çocukların anneleri hakkındaki şüphelerine ortak olup finalde bu sefer çatışmanın karşı tarafındaki anneyle özdeşleşmemizi sağlıyor. Korku filmlerinin niteliksizleştiği günümüz sinemasında ustalıklı bir gerilim-korku filmi olarak ayrıcalıklı bir konuma yerleşiyor ''Goodnight Mommy''.
Yorum Bırakın