2016 tarihli Neon Şeytan filminde 16 yaşındaki Jesse'nin ünlü bir manken olma hedefiyle Los Angeles’a gidip kendisini modellerin parlak ve şatafatlı dünyasında bulur. Kariyer basamaklarını hızla tırmanmaya başlar. Genç model, Los Angeles’ta hayatının en parlak günlerini yaşarken, tanıştığı bir grup manken arkadaşının hırsı ve güzellik saplantısı, Jesse’yi geri dönüşü olmayan bir çıkmaza sürükler. (Dikkat spoiler içerir!)
Neon Şeytan; Drive (2011), Only God Forgives (2013) gibi stilize ve çarpıcı görsel yapılarıyla dikkat çeken filmleriyle tanınan yönetmen Nicolas Winding Refn'in şimdilik son filmi. Aynı zamanda filmin senaryosunda da Nicolas Winding Refn'in katkısı var. Filmin başrolünü son yılların gözde genç oyuncusu Elle Fanning üstlenirken, yan rollerde Karl Glusman, Jena Malone, Bella Heathcote, Abbey Lee, Christina Hendricks ve Keanu Reeves gibi isimler yer alıyorlar.
Filmin incelemesine geçmeden önce yönetmen Nicolas Winding Refn'in alışılmadık sinema tarzından bahsetmek lazım. Önceki filmlerinden de görüleceği üzere yönetmen, filmlerinde senaryodan daha çok görselliğe önem veriyor. Senaryoyu daha çok; çarpıcı, neon renklerle bezeli, hipnotize edici görsel yapının ayakta kalması için kullanılan bir iskelet olarak görüyor. Bu yüzden kimi eleştirmenler tarafından yönetmenin filmlerinin senaryoları derinlikli olmamakla eleştiriliyor. Aynı zamanda konvansiyonel sinemanın tersine durağan, görüntülerin ve imgelerin üzerine giden durağan tempoları yüzünden de filmleri eleştirilmektedir. Ama bu eleştirilen özellikleri aynı zamanda hayranlarının gözünde Nicolas Winding Refn'in 'kült' yönetmen ünvanını almasını da sağlamıştır.
Neon Şeytan filmine bakıldığında, yönetmenin moda dünyasına dolayısıyla kapitalizme eleştirel bir bakış attığı görülüyor. Bu eleştiriler didaktik olmaktan uzak bir şekilde ironi, şiddet ve cinsellik sosuyla yapılıyor. İlk olarak gittiği mankenlik ajansında henüz 16 yaşında olan Jesse'nin yaşı illegal yolla büyütülüyor. İlk modellik işlerini almaya başlayan Jesse'nin gençliği ve tazeliğiyle moda dünyasının kurtlarının dikkatini çekmesi uzun sürmüyor. Buna bağlı olarak Jesse'nin; kapitalist sistemin artığı olan, tek önemsedikleri fiziksel görüntüleri olan, psikolojik açıdan sağlıklı olmayan genç mankenlerin nefretlerini ve kıskançlıklarını üzerine çekmesi de uzun sürmüyor. Daha sonra Jesse onu korumaya çalışan erkek arkadaşı Dean'le ufak tefek tartışmalar yaşamaya başlıyor. Jesse'nin yeni geldiği Los Angeles'ta en yakın kız arkadaşı olarak gördüğü Ruby'nin gerçek amacını öğrenmesi de çok uzun sürmüyor.
Olaylar yavaş yavaş daha fantastik ve korkunç bir yöne evrilmeye başlıyor. Kah Jesse'nin kaldığı otel odasında gece vakti bir leopar beliriyor kah Jesse'yi kıskanan diğer genç mankenlerin yamyam oldukları ortaya çıkıyor ve onu kelimenin tam anlamıyla çiğ çiğ yiyorlar. Filmin yoğun sayılabilecek miktarda şiddet ve cinsellik içerdiğini belirtmek lazım. Hassas mideli seyirciler için pek uygun bir film olmayabilir.
Neon Şeytan, gerek ışıklardan ve çarpıcı renklerden beslenen ustalıklı görselliğiyle gerek tuhaf, durgun temposuyla yönetmen Nicolas Winding Refn'in sinemasının bütün özelliklerini üzerinde eksiksiz taşıyan bir film.
Neon Şeytan; Drive (2011), Only God Forgives (2013) gibi stilize ve çarpıcı görsel yapılarıyla dikkat çeken filmleriyle tanınan yönetmen Nicolas Winding Refn'in şimdilik son filmi. Aynı zamanda filmin senaryosunda da Nicolas Winding Refn'in katkısı var. Filmin başrolünü son yılların gözde genç oyuncusu Elle Fanning üstlenirken, yan rollerde Karl Glusman, Jena Malone, Bella Heathcote, Abbey Lee, Christina Hendricks ve Keanu Reeves gibi isimler yer alıyorlar.
Filmin incelemesine geçmeden önce yönetmen Nicolas Winding Refn'in alışılmadık sinema tarzından bahsetmek lazım. Önceki filmlerinden de görüleceği üzere yönetmen, filmlerinde senaryodan daha çok görselliğe önem veriyor. Senaryoyu daha çok; çarpıcı, neon renklerle bezeli, hipnotize edici görsel yapının ayakta kalması için kullanılan bir iskelet olarak görüyor. Bu yüzden kimi eleştirmenler tarafından yönetmenin filmlerinin senaryoları derinlikli olmamakla eleştiriliyor. Aynı zamanda konvansiyonel sinemanın tersine durağan, görüntülerin ve imgelerin üzerine giden durağan tempoları yüzünden de filmleri eleştirilmektedir. Ama bu eleştirilen özellikleri aynı zamanda hayranlarının gözünde Nicolas Winding Refn'in 'kült' yönetmen ünvanını almasını da sağlamıştır.
Neon Şeytan filmine bakıldığında, yönetmenin moda dünyasına dolayısıyla kapitalizme eleştirel bir bakış attığı görülüyor. Bu eleştiriler didaktik olmaktan uzak bir şekilde ironi, şiddet ve cinsellik sosuyla yapılıyor. İlk olarak gittiği mankenlik ajansında henüz 16 yaşında olan Jesse'nin yaşı illegal yolla büyütülüyor. İlk modellik işlerini almaya başlayan Jesse'nin gençliği ve tazeliğiyle moda dünyasının kurtlarının dikkatini çekmesi uzun sürmüyor. Buna bağlı olarak Jesse'nin; kapitalist sistemin artığı olan, tek önemsedikleri fiziksel görüntüleri olan, psikolojik açıdan sağlıklı olmayan genç mankenlerin nefretlerini ve kıskançlıklarını üzerine çekmesi de uzun sürmüyor. Daha sonra Jesse onu korumaya çalışan erkek arkadaşı Dean'le ufak tefek tartışmalar yaşamaya başlıyor. Jesse'nin yeni geldiği Los Angeles'ta en yakın kız arkadaşı olarak gördüğü Ruby'nin gerçek amacını öğrenmesi de çok uzun sürmüyor.
Olaylar yavaş yavaş daha fantastik ve korkunç bir yöne evrilmeye başlıyor. Kah Jesse'nin kaldığı otel odasında gece vakti bir leopar beliriyor kah Jesse'yi kıskanan diğer genç mankenlerin yamyam oldukları ortaya çıkıyor ve onu kelimenin tam anlamıyla çiğ çiğ yiyorlar. Filmin yoğun sayılabilecek miktarda şiddet ve cinsellik içerdiğini belirtmek lazım. Hassas mideli seyirciler için pek uygun bir film olmayabilir.
Neon Şeytan, gerek ışıklardan ve çarpıcı renklerden beslenen ustalıklı görselliğiyle gerek tuhaf, durgun temposuyla yönetmen Nicolas Winding Refn'in sinemasının bütün özelliklerini üzerinde eksiksiz taşıyan bir film.
Yorum Bırakın