Bir Ergenin Portresi: Margaret

Bir Ergenin Portresi: Margaret
  • 2
    0
    0
    0
  • Sinema tarihi boyunca; seyircinin filmin başkarakterine empati yerine sempati kurduğu, kendini onun yerine koyduğu, bütün seyir süreci boyunca onunla hemhal olduğu dramatik yapıyı kullanan filmlerin gişede başarılı olmasalar bile en azından izleyicilerin gönlünde sarsılmaz bir tahta oturdukları somut bir gerçek. Bu filmlerin yönetmenleri de istisnasız bir şekilde tüm ülkelerde genel seyirci kitlesinin favori yönetmenleri arasına girerler. margaret (2011 film) ile ilgili görsel sonucu Dünya çapında ödüller ve övgüler toplayan 2000 tarihli ilk filmi ''You Can Count on Me'' ile yönetmenliğe hızlı ve başarılı bir giriş yapan Amerikalı yönetmen ve senarist Kenneth Lonergan’ın adı da artık bu tarz yönetmenlerin arasında anılıyor. Bu tanınırlığı büyük oranda kariyerinde büyük bir sıçrama noktası işlevi gören Manchester by the Sea'ye (2016) borçlu olsa da yönetmenin, bu yazıda incelenecek olan bir önceki filmi Margaret'da (2011) sunduğu güçlü kadın karakter portresiyle seyircilerin ilgisini hak ediyor.

    Filmin konusu kısaca şöyle özetlenebilir; yaşından daha olgun davranışlara sahip bir lise öğrencisi olan Lisa Cohen (Anna Paquin) sorunlar yaşadığı bekar annesiyle (J. Smith-Cameron) beraber yaşamaktadır. Bir gün otobüs sürücüsü olan Maretti’nin (Mark Ruffalo) sebep olduğu bir kişinin öldüğü trafik kazası yaşanır. Bu kazada ufak bir rolü olan ve bu yüzden yoğun bir suçluluk ve sorumluluk duygusu yaşayan Lisa, önüne çıkan çeşitli engellere rağmen bu olayın peşini bırakmayacaktır. margaret (2011 film) ile ilgili görsel sonucu Filmin aynı zamanda senaryosunu da yazan Kenneth Lonergan’ın hikayenin merkezinde olan liseli genç kız karakterine, klişelerden ve kalıplardan uzak durarak oldukça objektif bir şekilde yaklaştığını söylemek gerekir. Bu yaklaşım karakterin; ailesiyle, arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle ve film boyunca karşılaştığı diğer karakterlerle ilişkilerinde de kendini gösteriyor. Büyük bir ustalıkla yazılmış senaryo sayesinde, kimi özellikleriyle itici gelebilecek ana karakterle özdeşleşebiliyoruz. Lonergan, Lisa başta olmak üzere filmdeki karakterlerin de içinde oldukları gelişim dönemlerinin getirdiği sorumluluklarla başa çıkma ve çıkamama hallerini mükemmelen yansıtıyor.

    Bu süreçte bütün karakterlere eşit mesafede durmaya dikkat ediyor ve hiçbirine karşı açık şekilde suçlayıcı bir tavra bürünmüyor. Senaristliğiyle daha çok öne çıkan ve 2017’de en iyi orijinal senaryo ödülünü de kucaklamış olan Kenneth Lonergan’ın yönetmenliğinin de azımsanamayacak derecede başarılı olduğu söylenmeli. Neticede, tek bir karakterin dramatik yolculuğunu anlatan 150 dakikalık uzun bir film boyunca seyircinin ilgisini diri tutmak kolay bir iş değil.

    Yönetmen, yine kendisinin yazdığı usta işi senaryosunu, klasik sinemaya yakın, gösterişsiz ama hikayeye uygun bir biçimle peliküle aktarmış. Oyunculuklardan bahsederken öncelikle Anna Paquin’den bahsetmek gerekiyor. Film çekilirken 29 yaşında olmasına rağmen çok başarılı performansıyla bizi bir lise öğrencisi olduğuna ikna ediyor ve filmi sürüklüyor. Ona başta annesini oynayan J. Smith-Cameron olmak üzere ufaklı büyüklü rollerdeki tüm oyuncular da başarıyla eşlik ediyor. Kadroda ufak rollerde dünyaca ünlü oyuncular Mark Ruffalo ve Matt Damon da bulunuyor. Ä°lgili resim İyi yazılmış, yönetilmiş ve üst düzey oyunculuk performanslarına sahip kalburüstü bir karakter portresi izlemek isteyenler ve ''Manchester by the Sea'' filmiyle yönetmeni tanıyan sinemaseverlerin kaçırmaması gereken bir film ''Margaret''.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.