80'lerin Mutlu-Üzgün Şarkıları

80'lerin Mutlu-Üzgün Şarkıları
  • 11
    0
    0
    0
  • Depeche Mode- Never Let Me Down Again

    Bu kıpır kıpır, melodisini içimizde hissettiğimiz şarkıda adeta bir gece yolculuğundayız, önümüz meçhul, sadece yatacak bir yer bulma umudundayız. Kaçıyoruz; vazgeçişlerden, insanların bencilliklerinden ve şehrin gürültüsünden. Korkmaktan zevk alıyor ve bunu arzu eder hale geliyoruz.

    “We're flying high

    We're watching the world pass us by

    Never want to come down”

    The Smiths-Bigmouth Strikes Again

    Morissey’in marjinal sesiyle başlıyor yolculuğumuz. Adeta bir araba yarışındayız ve kazanma gayemiz yok, yolculuktan zevk almaya odaklıyız. Yarın yokmuş gibi basıyoruz gaza.

    “And I've got no right to take my place

    With the human race”

    Talking Heads- Psycho Killer

    Deliliğe övgünün manifestosu olmuş Talking Heads şarkısının her dakikasında nevrotik sancıların içine giriyoruz. Kafamız karışıyor, ölmeyi ve yaşamayı, nefret etmeyi ve aşık olmayı aynı anda ister hale geliyoruz. Efsaneleşmiş bu şarkı, güzel olduğu kadar akıl hastanesinden çıkmış bir eser gibi. Aynı anda bütün duyguları yaşamak ve evrenle aynı tınıda hissetmek gibi.

    “I can't sleep 'cause my bed's on fire

    Don't touch me I'm a real live wire”

    Nirvana-Love Buzz

    Nirvana’nın zamanında ses getirmiş bu şarkısı, Kurt Cobain’in Courtney Love ile yaşadığı çarpık, fırtınalı aşka bir nebze olsun ışık tutar nitelikte. Sevginin güvensizlikle birleşmesinin yarattığı kompleks durumlar ve bünyede yankı bulan melankolikliğini hissediyoruz. Paranoya ve anksiyete sonsuza dek ruhumuzda kalacak bir özellik gibi.

    “Would you believe me when I tell you

    You're the queen of my heart”

    Joy Division-Love Will Tear Us Apart

    Ian Curtis’in sesine yansıyan kişilik bozuklukları şarkıyla kendini daha da fazla hissettiriyor. Eşiyle çok küçük yaşta evlenmiş Ian. Birbirlerine deliler gibi aşık olan iki çocuğun üzerlerine binen sorumluluklarla birbirlerinden uzaklaşmalarını dinliyoruz. Bir ilişkiyi canlı tutabilmek için sevginin nasıl da yetersiz gelebileceğini hatırlıyor ve aşık olmaktan korkar hale geliyoruz.  Bu şarkıyı seven okuyucularıma Control filmini izlemelerini öneririm. Curtis'in hayatı psikolojik bozukluklarla ve toksik ilişkilerle geçtiği için sanat eserlerinde de bunu rahatlıkla görebiliyoruz.

    “When routine bites hard,
    And ambitions are low,
    And resentment rides high,
    But emotions won't grow,

    Then love, love will tear us apart again.
    Love, love will tear us apart again."

    The Smiths-There Is A Light That Never Goes Out

    Dışarıdasınız, sokağın loş ışıklarının altında sevdiğinizle zıplıyor, deliler gibi dans ediyorsunuz bu şarkının eşliğinde. Yüreğiniz adrenalinle dolu. El ele tutuşup koşmak gibi şarkı, öylesine heyecan dolu, öylesine huzur verici. Gençsiniz. Bir daha hiçbir zaman bu kadar genç olamayacaksınız. Anı güzel yapan da bu. Sevdiğinizin suratına baktığınızda ölmeyi diliyorsunuz, çok geç olmadan varlığım son bulmalı, her şey bu kadar mükemmelken. Acı dolu bir dünyada kendinize kocaman bir umut ışığı yaratmak gibi.

    “To die by your side

    Is such a heavenly way to die”

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.