Yıkım Edebiyatının Mimarı Wolfgang Borchert’i Ölümsüzleştiren Eser

Yıkım Edebiyatının Mimarı Wolfgang Borchert’i Ölümsüzleştiren Eser
  • 0
    0
    0
    1
  •  

    WOLFGANG BORCHERT

    Alman Şair, Oyun ve Öykü Yazarı (Doğum: Hamburg, Almanya, 20 Mayıs 1921, Ölüm: Basel, İsviçre, 20 Kasım 1947)

    Wolfgang Borchert, zorlu bir hayatın izlerini eserlerine başarıyla yansıtmış bir yazar olarak XX. yüzyıl edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Borchert, Heinrich Böll ve Wolf Dietrich Schnurre'yle birlikte yıkım edebiyatının temsilcilerinden biri olarak kabul ediliyor.

    1921 yılında Hamburg'da dünyaya geldi. 15 yaşındayken şiir yazmaya başladı. 17 yaşına geldiğinde ise oyuncu olmak istediğine karar vermişti. 1941 yılının mart ayında Hannover Bölge Tiyatrosu'yla bir anlaşma yaptı. Ancak aynı yılın haziran ayında askere çağrılınca güzel günler sona erdi. 1942'de askerdeyken kendi kendini yaralamakla suçlandı, ama beraat etti. 1943 yılına kadar hayatı savaşın ortasında ya da ayrılıkçı ifadeler suçlamasıyla, hücrede geçti.

    Tifüs şüphesi ve sarılık nedeniyle ordudan terhis edildikten sonra, bir süre kabare sanatçısı olarak çalıştı. Bu kez de Goebbels'i bir parodisine konu edindiği için dokuz ay hapis cezasına çarptırıldı. Berlin'de yakalanmasının ardından Borchert'e yeniden cephe yolu görünmüştü. 1945 yılında birliği Fransızlara teslim olunca, ordudan kaçmayı başardı. Hamburg'a döndüğünde ağır hastaydı. 1946 yılında şiirleri "Fener, Gece ve Yıldızlar" adı altında bir kitapta toplandı. O dönemde "Karahindiba" başta olmak üzere 24 kısa hikâye kaleme aldı. Borchert onu ölümsüzleştiren tiyatro oyunu "Kapıların Dışında"1947 yılında bir hafta içinde yazıp bitirdiğinde sağlığı artık iyiden iyiye bozulmuştu. Üç hafta sonra radyo oyunu olarak yayımlanan bu eserin ardından da tam 22 hikâye yazdı. "Kapıların Dışında" onun ölümünden bir gün sonra, 21 kasım 1947'de, ilk kez Hamburg Oda Tiyatrosu'nda seyircilerle buluştu.

     

    26 yaşında, hayatının çok erken bir döneminde aramızdan ayrılmasaydı, kim bilir edebiyat dünyasına neler kazandırırdı? Yaşantısında acı olaylar ve dram eksik olmamış biri, şu kısacık zaman diliminde ortaya çıkardığı eserlerle ne kadar yetkin olduğunu tüm dünyaya kanıtlıyor. Okuyan herkesin çoğunluğu bu kitabı en iyi savaş karşıtı eser olarak nitelendiriyor. Önerilenlerde üst sıralarda olmasına rağmen her okurun tercih etmediği, daha doğrusu edemediği bir kitap Kapıların Dışında. Okumak için bekletenler ise ruh hallerinin daha iyi olmasını umut ediyor. Çıkmazda olduğunuz anlarda bu kitabı elinize alırsanız daha fazla üzüleceğiniz ve etkileneceğiniz de olağan bir durum.

    1000kitap: 2.933 okunma- Puan 9.1 

    10 üzerinden 100 puan verdiğim bu kitap hakkında ifade edeceklerim çok fazla ve burayı dolduramaz. Fakat okumadan önce ben de uyandırdığı hisleri belki bilmek istersiniz:

    Öneri isteyen herkese aklıma gelen ilk kitabı söylüyorum: Kapıların Dışında! Bu kitap binlerce kez okunmalı, özümsenmeli ve tiyatrolarda sürekli sahnelenmeli… Kafamıza kazınmalı, hiç unutulmamalı! 

    Bir gün içinde başlayıp bitirdiğim bu kitap, yazarın yazmış olduğu tek oyun. Başlamadan önce, acaba adı niye böyle ve neden Kapıların Dışında diye düşünmüştüm. Daha ilk sayfasından nedenini anlamam çok zor olmadı. Zavallı Beckmann! Bir ''dilhun'' olan zavallı genç adam. Dondurucu soğukta savaştı, yaşam savaşı da verdi, arkadaşlarının ve düşmanlarının kanlarıyla silahların içinde boğuldu, boğuştu. Sonra kurtuldu ya da kurtulduğunu düşündü! Öyle sandı bir anlığına. Evine dönmek için son bir güçle ve umutla yola koyuldu… Sonrası hüsran! 

    Hayat zalim, insanlar gaddar. İyi günde herkes güzel, ama kötü günde tekmelerin ardı arkası kesilmiyor, hatta kaldırım kenarında terk ediliyor zavallı Beckmann! Suçu neydi? Amaçsız, çıkarlarla dolu, aptal bir savaş için asker mi olmaktı? Peki ülkesi için görevini yaptı, o halde hak ettiği değer ve saygı nerede? Sorular çok, cevaplar yok. Cevapları Beckmann’ın yüreğinde ve yaşadıklarında hissedeceksiniz okurken. 

    Her kapı önünde yüzüne çarpan kapılarla karşılaşan ve hep dışarıda kalan Beckmann’ın hikayesi birçok askerin, savaş mağdurunun ve savaşların pis yüzünün de hikayesi aslında. Bireysel değil, toplumsal bir kitap bu. Çünkü savaş bireyleri etkiler ve bu etki topluma yayılır; birey, toplumun ayrılmaz bir parçası olduğundan kaynaklanır bu durum. Yazarın savaş ve hapis yıllarıyla dolu yaşantısı, üstelik hastalıklar nedeniyle acı çekmesi, sonra da genç yaşta bu dünyadan gitmesi; bu kitabın nasıl olduğuna dair bir işaret zaten. Hissederek, yaşayarak, ağlayarak yazmış belli! Gözleriniz dolacak, ruhunuz sancıyacak… Derinden etkileyen, sarsan, sürükleyici bir oyun. Okuduktan sonra aklınızdan ve kalbinizden de hiç çıkmayacak. 

    Kitaba başlamadan önce Behçet Necatigil, bizlere bu kitabı çevirmenin zorluklarından ve yaşadığı sıkıntılardan bahsediyor. O bölümü es geçmemenizi de şiddetle tavsiye ederim. 

    Kapıların Dışında birçok yerde sahnelendi ve sahnelenmeye devam ediyor. Ülkemizde de bu oyundan izler görebildik, umarım daha çok görürüz. Burada okuduğum bir yazardan, Sevde Uslu 'dan, bu oyun hakkında harika bir içerik okudum. Onu da buraya bırakıyorum; 

    https://wannart.com/icerik/25966-savasin-izleriyle-kapilarin-disinda

    Yazarın dilimize çevrilmiş diğer eserleri:

    Hayır De!, Yordam Kitap, 2017, Şiir

    Ama Fareler Uyurlar Geceleyin, Yapı Kredi Yayınları, 2018, Öykü

    Fener, Gece ve Yıldızlar ve Ölümünden Sonra Yayımlanınlar, Can Yayınları, 2020, Şiir

    Bu Salı, Afa Yayınları, 1994, Öykü

     

    Kaynak:

    Kapıların Dışında, Can Yayınları, Nisan 2017, Tiyatro, Çeviren Behçet Necatigil

    1000kitap




    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.