Japon Klasikleri 21: Raşomon, Ryunosuke Akutagava

Japon Klasikleri 21: Raşomon, Ryunosuke Akutagava
  • 4
    0
    0
    1
  •  

    Genç yaşlarındayken kaleme aldığı ‘’Raşomon’’ öyküsüyle meşhur olan yazarı, bugüne kadar ne bilmişliğim ne de duymuşluğum vardı. Birbirinden ilginç ve tuhaf olan dokuz hikâyesi ile kendini sevdiren Akutagava’yı tabii ki İthaki’nin Japon klasikleri dizisiyle tanıma fırsatı buldum. Daha önceden birkaç yayınevi tarafından bu öyküler basılmış elbette, fakat buluşma şansım olmamıştı ne yazık ki. Şu an için Japon yazarları ve kitaplarını bu dizinin kaderine terk ederek tanıyabiliyorum sadece. Fakat araştırdığım ve merak ettiğim bazı eserler de var; onların da sabırla yayınlanmasını beklemekten başka bir çarem yok. Her yeni çıkan kitapla birlikte bambaşka yolculuklara çıkıyorum: Tuhaf, gotik tarzda, yarım kalan ve hüzünlü hikâyeleri ile hayatına devam etmeyi bırakmış yazarları gibi mesela.

    35 yaşında intihar eden, edebiyatta estetiğe önem vermesiyle ses getirdikten sonra da sanat dünyasını kasıp kavuran Ryunosuke Akutagava işte bu yazarlardan biri. Modern Japon edebiyatının iki temel taşından biri Akutagava’nın hocası Natsume Soseki, diğeri ise Yaban Kazı’ndan bildiğimiz Ogai Mori’dir. Tesadüfe bakın ki dizinin de ilk kitabı Ogai Mori’ye ait Yaban Kazı eseridir. Soseki ve Mori’den sonra Akutagava ilk sıralarda yerini alır. Yazarın adına düzenlenen büyük bir edebiyat ödülü bile vardır: Akutagava Ödülü ve 1935’ten beri devam ediyor. 

     

     

    Raşomon öyküsüyle birlikte okuduğum diğer hikâyeler:

    -Çalılıkların Arasında

    -Burun

    -Cehennem Tablosu

    -Sonbahar Dağları

    -Ejderha

    -Ölüm Kütüğü

    -Oyuncak Bebekler

    -Tütün ve Şeytan

     

    Kitaba adını veren Raşomon, Çalılıkların Arasında, Burun, Cehennem Tablosu ve Ejderha öyküleri okurken keyif aldığım kurgulardı. Herkese hitap edebileceğini düşünmediğim bu hikâyelerin çoğu heyecana sürüklüyor ve yarım bir şekilde son buluyor. Bu duruma da öykülerin hüzünlü ve karanlık atmosferi sebep oluyor tabii. 

     

     

    Öykülere başlamadan önce çevirmenin önsözüyle karşılaşıyoruz: Melek Çelik, modern Japonya, modern Japon edebiyatı ve yazarın hayatı hakkında önemli bilgilerle donatmış bu sayfaları. Akutagava’nın yaşadığı zamanlar, Meici Restorasyonu’nun etkilerini taşıdığından dolayı, ülkenin modernleşme ve gelişme çabaları içinde olduğu bir dönem. Batılılaşmaya doğru akan bu süreçte ise toplumun eskiyle yeni arasında kaldığı kıvranmalarla geçiyor zaman ve sonuç olarak edebiyatın aldığı yol da başkalaşıyor.

    Japon edebiyatı ise restorasyondan sonra Batı ve Japonya ikileminde kalarak şekilleniyor. Yazarın anlatımında da bu durumu ayrıntılarıyla görebiliyoruz; Heian Dönemi, Ortaçağ Japonyası, Budist öğretileri, Çin kültürü, Hristiyanlık ve Hristiyanlığın ülkeye gelişi gibi zamanların etkileri yansıtılmış. Tokyo İmparatorluk Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okumuş olmasının da katkısı var tabii, İngiliz ve Rus edebiyatı hakkında geniş bir bilgi birikimine sahip Akutagava.

    Batılılaşmayla geleneksel kültürün izlerini harmanlayan yazar, gerçekçi edebiyatıyla okuyanlarda çarpıcı izler bırakıyor. Betimlemeleri sizi yerinizden edebilir… İzlemedim ama Akira Kurosava’nın ‘’Raşomon’’ filmine esin veren iki öykü de varmış bu derlemede. Birini tahmin edersiniz artık :) Çoğu karanlık temalarla süslenmiş bu hikâyeleri genel anlamda sevdim diyebilirim. Japon kültürünü ve toplumunu tanımak için harika bir eser olduğunu düşünüyorum. Eskinin ve yeninin klişeleşmiş çatışmasından değil de birlikteliğinden doğan, tam bir ‘’sanat için sanat’’ eseri olmuş. Yazarın yarım kalan hayatı da kendisi gibi eksik kalmış bu hikâyelerle tamamlanmış gözüküyor.  

     

    Hoşuma giden bazı alıntılar:

     

    Yağmur uzaklardan gürleyen sesleri toplayarak Raşomon’u sarmaya geliyordu. Akşam karanlığı giderek gökyüzünü alçaltmıştı, yukarı bakınca çıkıntı yapan eğimli kiremitleriyle kapının çatısı ağır ve alacakaranlık bulutları destekliyordu. /s. 20

     

    Öyle bir adamın başına bunların geleceğini aklımdan hayalimden bile geçiremezdim ama gerçekten de insanın ömrü bir çiğ tanesi ya da anlık bir şimşek kadar kısa. Ah, ah diyecek bir şey bulmak zor, çok yazık çok. /s. 28

     

    Ben bir adamı öldürürken belimdeki kılıcı kullanırım ama sizler kılıç kullanmazsınız. Sizler nüfuzunuzla öldürürsünüz, paranızla öldürürsünüz, süslü püslü sözlerinizle bile öldürürsünüz belki. Tabii ki kan dökülmez, karşınızdaki adam capcanlı yaşar ancak buna rağmen onu basbayağı öldürmüşsünüzdür. Kiminkisi daha büyük bir günah bilemiyorum-sizinki mi, benimki mi? /s. 31

     

    İnsanoğlunun kalbinde birbiriyle zit iki duygu vardır. Tabii ki, başkasının sefaletine acımayan insan yoktur. Ancak kişi bir şekilde bu talihsizliğin üstesinden gelmeyi başarabildiğinde, bu sefer diğerlerinde bir hayal kırıklığı hissi doğar. Hatta biraz abartmak gerekirse, o kişiyi yine aynı talihsizlikte görmek ister insanoğlu. Sonra, farkında olmaksızın o kişiye karşı bir düşmanlık hissedilir. /s. 48

     

     

    Kaynak

    Akutagava, Ryunosuke (2022). Raşomon (Çev. Melek Çelik). İthaki Yayınları

    Kapak Görseli

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.