Carrie Bradshaw'ın Problemi Neydi?

Carrie Bradshaw'ın Problemi Neydi?
  • 4
    0
    2
    0
  • Bir zamanların en çok ses getiren dizisi, Sex and The City'nin ikonik, delidolu şehir hayatı ve kıvırcık saçlarıyla zihinlerimize kazınan Carrie karakterinin tam olarak problemi neydi ki bir türlü kendini tamamen "aşkta ve hayatta başarılı" göremiyordu? Carrie neden sürekli kendisini arkadaşlık ve aşk ilişkilerini sabote ediyordu? Sabote etmediği zamanlarda kendisi için zararlı olacak insanlara çekilmesinin sebebi neydi? Lise ve üniversite çağındaki kızların ,New York'taki hayatını meraklı ve imrenir bakışlarla izlediği, sanatçı ruhlu, her daim şık ve yüzündeki kapkaranlık bir odayı bile aydınlatabilecek kocaman gülümsemeye sahip bu kadına tam olarak ne yetmiyordu ki bir şekilde kendisini sürekli ailesi yerine koyduğu en yakın dostlarının omzunda ağlarken buluyordu?

    “Ben aşkı arıyorum. Gerçek aşk. Saçma, sakıncalı, insanı tüketen ve ‘birbirimiz olmadan yaşayamayız’ tadında bir aşk.”

    Ailesi ve New York'a taşınmadan önceki hayatı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimiz Carrie, aslında düşünceleri, yazıları, ilişkileri ve arkadaşlarının hayatındaki konumuyla bize "büyük" arayışının ne yöne olduğunun ipuçlarını kolaylıkla veriyordu. Kendisini "tek başına" olduğuna inandırarak büyük şehre taşınan Carrie, hayalindeki mesleği yaparak, hayalindeki hayata, dostlara ve sevgiliye kavuşabilmek için her gün şehrin uzun, kalabalık sokaklarında koşturuyordu. Ve bu "aile arayışı" onu hiç de yormuyordu. İçinde evcilleştirilmesi mümkün olmayan vahşi bir atın ruhunu gururla New York sokaklarında, yüksek topuklularının üstünde taşıyan Carrie, aynı zamanda 6 yaşındayken babasının terk ettiği küçük Carrie'yi de bu koşturmalara dahil ediyordu. Durmak bilmeksizin konuşması, attığı her adımda ailesinden farksız gördüğü kız arkadaşlarının onayını almak için ardı ardına sorduğu sorular, büyük aşkı Mr Big'i, o hiç uygun olmasa dahi ailesi haline getirmek için türlü türlü kurnazlıklar yapması bize gösteriyordu ki, gittiği her yerde "birbiri olmadan yaşayamayacağı" o kişiyi arayıp duran küçük bir kız çocuğunu taşıyordu içinde. Zihninde idealize ettiği romantik aşk kavramı da tamamen bu aile ihtiyacıyla romantik ruhunun mükemmel bir sentezinden kaynaklanıyordu. Carrie, terk edilme korkusunun yarattığı hezeyanların etkisindeyken oluşturuyordu gerçek aşk kavramını ve senelerce onun peşinden gidiyordu. Saçma ve insanı tüketecek olsa dahi, aşkta mantığa yer olmayacağını ve bunun aşkı tamamen mahvedeceğine inanarak, kör bir tutkunun ve idealin peşinde yıpratıyordu kendisini. "Birbirimiz olmadan yaşayamayız" tadındaki aşk anlayışı, onu aşkın sadık kölesi haline getiriyordu ve kariyerini dahi bunun üzerine inşa ediyordu. 

    Senelerdir aşk bağımlısıysanız, rehabilitasyonunuz çok daha uzun sürecek ve acılı olacaktır. Ve bu bağımlılığınızdan mutlaka kurtulmanız gerekecektir, çünkü bağımlı olduğunuzda, bağımlı olduğunuz madde size hiçbir zaman yeterli gelmemeye başlayacak ve doz aşımından ölümünüze sebep olacaktır. Carrie'nin problemi de tam olarak buydu. Aşka o kadar bağımlı ve takıntılıydı ki, ne Mr Big'le  ne de bir diğer büyük aşkı Aiden'la yaşadığı ilişki onu tam anlamıyla tatmin edebildi. Çünkü Carrie, aslında bu adamların hiçbirine değil, onlarla yaşayabileceği o gerçekdışı, sarhoş edici aşk düşüncesine aşıktı. Öyle ki, günün sonunda iki farklı ilişkisini de sabote ederek, asıl bağımlılığı olan "aşk arayışına" odaklanmaya devam edebildi. Aşka aşık olan bir kadındı. Ve bunu fark edene kadar kendisine ve çevresine çok fazla acı çektirdi. Ancak Carrie Bradshaw, çok şanslı bir kadındı; bu acı dolu farkındalık yolculuğunda sonuna dek yanında duracak ve gözyaşlarını silecek bir aileye sahipti. Bu aileyi kendi inşa etmişti ve biraz geç de olsa, gerçek aşkının ailesi olduğunu anlayacaktı. Ve biz izleyicilere bunu anlayana kadar sinir krizi geçirtecekti. Yine de, kim çocuksu bir merakla bakan bu gözlere uzun süre sinirli kalabilirdi ki?

    Görsel: https://tr.pinterest.com/pin/419327415322599152/

     


    Yorumlar (2)
    • ben de Carrie gibi o aşkı arıyorum. bekliyorum. bulabilecek miyim? bilmiyorum…

      • Her kadının onda kendinden bir şeyler bulabileceği karakter, canım Carrie :') keşke gerçek olsa da bi cosmopolitan eşliğinde onunla saatlerce sohbet edebilsem diye düşleyip durduğum doğrudur :) Teşekkürler içerik için.

        Yorum Bırakın

        Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.