İnsanın En Büyük Hastalığı: Kaygı ve Kontrolcülük

İnsanın En Büyük Hastalığı: Kaygı ve Kontrolcülük
  • 0
    0
    0
    0
  •  

    Kontrolcülük, insanın doğasında vardır. Hepimiz bilinmez bir yola çıktığımızda, o yolun bilinmezliğinin yarattığı korku hissinden kaçabilmek adına olası gelecek senaryoları tasarlamaya başlarız. Gelecek senaryolarımızın gerçekçi olabilmesinin imkanı yoktur; çünkü zihnimizde geçmişten bildiğimiz bazı varsayımlar üzerine kurarız bu tiyatro oyunlarını. Yıllar önce yaşadığımız kötü bir olay, lisede imrenerek baktığımız arkadaşımızdan duyduğumuz bir tespit, annemizin babamıza tartışma sırasındaki tepkisi, izlediğimiz haberler, kardeşimizin bize dünyayı öğretmesi, bizi çok etkileyen bir filmin sonu ve daha nice sonsuz anımız gelecek senaryolarımızı ve bu doğrultudaki tahminlerimizi doğrudan etkiler. Çünkü geçmişte öyle öğrenmiş, algılamış, anlamış ve içselleştirmişizdir; bunun tersi veya farklısını düşünemeyiz. Tersini veya farklısını bilmeyen insan; bu yaşına dek ne öğrendiyse ona uygun davranmakta ve endişelerini de bildiklerine dayandırarak zihninde kurgulamaktadır.

    “Kaygı bozukluğu” dediğimiz psikolojik bozukluğun da aslında kaynağı bu örüntüdür. İçinde bulunduğu anla veya gelecekte yaşayacağı anlarla ilgili henüz gerçekleşmemiş bazı senaryoları geçmişte öğrendiği bütün bilgilerin bir karışımı olarak kurgular. Örneğin; geçmişte aldatılmış bir insanın şu an yaşamak üzere olduğu yeni ilişkiye başlarken “tekrar aldatılma” senaryosunu kafasında en az bir kez olsun oynatmama ihtimali yoktur. Çünkü böyle bir olay çoktan yaşanmıştır ve bir daha yaşanma ihtimali de vardır. Zavallı insanın yanılgısı şudur ki; aldatılma ihtimalini yeni ilişkisinde de bir olasılık olarak değerlendirmesi ne gerçekte olan olayların umurundadır; ne de evrenin işleyişinin.

    Bu basit ve yaygın örnek; hayatta yaşadığımız bütün anksiyetelerin hikayesinin örüntüsüdür. Geçmişte bizim ya da sevdiklerimizin başından geçen olaylarda temas ettiğimiz ve öğrendiğimiz bütün bilgiler; geleceğe dair kaygılı bir senaryo çizmeye destekçi olur. Oysa bu bakış açısı, evrene dair çok sığ ve dar bir bakış açısıdır. Subjektiftir ve sadece zihnimizin, olasılıkların sonsuz olması gerçeğiyle barışamamasından kaynaklanır. 

    Gelelim en acı verici ve özgürleştirici gerçeğe. Hayat, bizim düşünebileceğimiz ve hayal edebileceğimizden çok daha fazla olasılığa sahip bir oyundur. Atacağınız her bir adım, geleceğinizi farklı bir yöne doğru şekillendirir. Sabah ağzınıza ilk attığınız lokma bile geleceğinizin bir parçasının belirlenmesinde söz hakkına sahip olur. Ve geleceğe dair kurduğunuz felaket senaryolarının hiçbirinin gerçek olabilme ihtimali yoktur; çünkü bu senaryoları kuran zihniniz fazlasıyla öznel bakar. Bir insan ne kendi geçmişini, ne şu anını, ne de geleceğini objektif bir şekilde kontrol edebilir. Geçmişte olayları algılayış şekillerimiz çoğu zaman o zamanki kısıtlı bakış açımızın etkisinde olduğu için; geçmişimize dayanarak kurduğumuz her gelecek senaryosu muhtemelen yaşanmayacaktır. Muhtemelen yaşanmayacaktır, çünkü hayatın sizin önünüze getireceği o kadar fazla iyi veya kötü olarak deneyimleyeceğiniz olasılık vardır ki; bunların hepsini hesaplamış olmanız mümkün değildir. Kafanızı yastığınıza koyduğunuz ve geleceğinizi düşünmeye başladığınız an kısa bir film gibi zihninizde dönmeye başlayan o korkutucu olaylar; muhtemelen başınıza gelmeyecektir. Daha korkutucusu veya daha güzelinin başınıza gelme ihtimali bile daha fazladır. İnsan zihni, geleceğin bu denli sonsuz olasılıkta olmasını bir türlü içselleştiremez ve kendini “kontrol sahibi olma hissiyatı” adına sahte kaygıların içine sokar. Bu hissiyata olan açlığımız o kadar yüksektir ki, aslında bunun boşa kürek çekmek, daha da kötüsü anın içinde yaşadığımız güzel hislere ve anılara yeterince kendimizi verememekle sonuçlanacağını fark edemeyiz. Geleceği düşüneceğim derken, yaşadıklarınızı kaçırmayın. Kontrol sahibi olmaya çalışmayın. Olamayacağınız gerçeğiyle barışın. Her günü sonsuz olasılıkların ihtimalini kabul ederek yaşayın. Ve zihninizin gökyüzündeki bir bulut gibi süzüldüğünü hissedin. 

    Görsel: https://tr.pinterest.com/pin/327214729194032083/


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.