Marcel Proust'u Okumak İçin 10 Sebep

Marcel Proust'u Okumak İçin 10 Sebep
  • 11
    0
    0
    1
  •  

    20. yüzyılın en etkili yazarlarından biri olarak kabul gören Marcel Proust, sadece Fransız edebiyatında değil tüm dünyada adını duyurmuş, insanları farklı üslubuyla tanıştırmış biri. Büyük romancı Proust ile tanışmak için ise en doğru yol yedi ciltlik Kayıp Zamanın İzinde'yi okumaktır. Bu nedenle yazımın içeriği daha çok bu dev eseriyle ilgili olacaktır. Ayrıca bu sebeplerin arasında yazara dair önemli özellikler de var. Yazarı sizlere önermek adına bunları da eklemek istedim. İyi okumalar!

     

    Büyük romancı 

    Fiziksel ölümü 18 Kasım 1922’de gerçekleştiğinde 51 yaşındaydı Proust. Ama insanlığa seslenen entelektüel, yazınsal, sanatsal yaşamının alımlanması hem kendi dili Fransızcada hem de dünyanın başka birçok dilinde yoğun biçimde devam ediyor.

     

    Modern romanla edebiyatta yükseliş

    1913 yılı gerek yapıtların, gerekse etkinliklerin çeşitliliğiyle Fransa’da edebiyatın ve sanatın ‘’modernite’’ye girişinin örnek sayılacak yılıdır. Proust da bu modern hareketin merkezinde yer alır: Kayıp Zamanın İzinde’nin birinci cildiyle modern romanın yeniden biçimlendirilmesine, bu yazınsal türün kodlarının yeniden tanımlanmasına önemli katkıda bulunmaya başlar. 

     

    Kayıp zamanda aranan gerçeklik

    Gilles Deleuze'den 1964'te yayımladığı Proust ve Göstergeler'den bir kesit ile Kayıp Zamanın İzinde’ye farklı bir bakış: ‘’Bu roman, yalnızca bir anımsama çabasına, belleğin ortaya çıkarılmasına dayanmaz: Burada peşinden gidilen, ardına düşülen, arayışı içinde olunan şey ‘hakikat’tir. (…) yitirilmiş olan yalnızca geçmiş zaman değil, boşa geçen, kaybedilen zamandır da. (…) istemdışı anımsamanın sunuluşu değil, bir öğrenişin anlatısı söz konusudur: Özellikle de yazarlığa eğilimi olan bir Anlatıcı’nın öğrenişinin, yetişmesinin anlatısı.’’

     

    Balzac ve Proust etkileşimi

    Jean-Yves Tadié (Marcel Proust uzmanı): Balzac olmasaydı belki Proust da olmazdı. Hiç kuşkusuz Balzac müthiş bir deha sayılır. Derinde yatan ortak yanları da şudur: Her ikisinde de anlam taşımayan bir olaya rastlanmaz. Balzac, Proust’un etkilendiği en önemli yazardır. İkincisiyse, herhalde Baudelaire’dir.

     

    Görünmezlik büyüsü ile mutluluğa doğru

    Jean-Yves Tadié: Proust bilgiler edinmek, konuşmaları, davranışları yakalamak için kendisini maske takmış gibi gizlerdi. İnsan kendini bir bakıma görünmez kılmazsa büyük bir romancı olamaz ki. Ama günümüzde, tam tersine, kendilerini saklamayı bilmeyen romancılarla dolu çevremiz. Proust kendini gizlemeyi bilirdi. Zorundaydı zaten. Başına gelen bütün mutsuzlukları şu ya da bu biçimde mutluluğa dönüştürüyordu.

     

    Zamanı yıkan yazar: ‘’Bulutların içinde yaşayan’’ Proust

    Jean-Yves Tadié: Proust bulutların içinde yaşıyordu ve bu durum da her şeyi onun için farksız kılıyordu. Kayıp Zamanın İzinde’de asla tarih belirtilmez. Ne fiyat, ne tarih ne de rakam vardır. Proust zamanı yıkmıştı. Kullandığı tekniklerden biriydi bu.

     

    Proust: Yazmak eşittir mutluluk

    Jean-Yves Tadié: Proust, Balzac ve Saint- Simon gibi geceleri yazıyordu. Dizlerinin üzerinde ‘’mekanik bir kalemle’’ ve sigara kâğıdı da olmak üzere her türlü kâğıda yazıyordu. Hem de yazmamış olduğu zamanları telafi etmek için şaşırtıcı bir hızla yazıyordu. Daktiloyu kullanma konusunda çok uzun süre bekledi. Yazmak onun için bir mutluluk anıdır. 

     

    ‘’Şimdi artık ölebilirim Céleste. Kitabıma ‘son’ sözcüğünü yazdım.’’

    Jean-Yves Tadié: Proust eserinin (Kayıp Zamanın İzinde) önemli bölümünü tamamladığı için gerçek rahatlamayı, 1922 baharında, Céleste Albaret’nin (yazarın ev işlerine bakan yardımcısı) birçok kez son derece duygulandırıcı biçimde anlattığı bir anda hissetmiştir. Proust, Céleste’i çağırıp ona şöyle der: ‘’Şimdi artık ölebilirim Céleste. Kitabıma ‘son’ sözcüğünü yazdım.’’

     

    Hiçlikte kaybolmayan büyük yapıtın lütufları

    Jean-Yves Tadié: Proust’ta neyin eskidiğini sorgulamak, Rubens’in bir tablosunda neyin artık değiştiğini sorgulamaya benzer. Kostümün günümüzde artık kullanılmadığı her zaman ileri sürülebilir. Ama bu durum yapıtın büyüklüğünden asla bir şey eksiltmez. Günümüzde Proust’u okumanın güçlüğüne gelince, bize görüşünü şöyle belirten o kadar çok insan var ki: ‘’Proust yaşamımı değiştirdi, hastanedeydim, kitaplarını okumak bana hastalığımı unutturdu…’’ Büyük yapıtlar insanı etkileyen lütuflardır. 

     

    Bitmeyen Proust yolculuğu

    Edebiyatla derin bağları olan bir okurun Proust’u es geçmesi mümkün değildir. Edebiyata karşı ilginiz ve sevginiz Proust’u okuduktan sonra katlanarak anlamlandıramadığınız bir boyuta girer. Tüm eksiklikler de geride bırakır kendisini. Bu sefer Proust eksikliğiyle dolup taşar yüreğiniz. Öyle müthiş bir yazardır Marcel Proust! Kayıp Zamanın İzinde’yi okumak, Proust ile tanışmak için ilk ve en doğru adımdır. Bu dev eseri okuyup bitirseniz bile içinizde hiçbir zaman bitmez. Yazarın hayatını ve kitaplarını mercek altına almakla başlar önce hayranlığınız sonrasında ise bir tutkuya dönüşür. Okudukça daha fazlasını istersiniz ama zaten dev eserini okumuşsunuzdur. Altın doz alınmıştır, daha ötesi yoktur artık. Okurun arayışı ise hep devam eder.

     

     

    Marcel Proust ile ilgili diğer içeriklerim için bakabilirsiniz:

    Kayıp Zamanın İzinde ve Sonrası: Hazlar ve Günler

    Marcel Proust'un Mektupları (1): Kalan Son Güzel Kâğıdım

    Marcel Proust'un Mektupları (2): Prenses'e Mektuplar

     

    Kaynak

    Kitap-lık, Temmuz-Ağustos 2021, sayı 216 (Marcel Proust 150 Yaşında), Yapı Kredi Yayınları

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.